Etkili bir dil kullanımı, ifadenin anlam kazanması için oldukça önemli. Etkili iletişim kurabilmek ise sözcüklerin doğru sarf edilmesinden geçiyor. Gündelik hayatımızda kimi zaman bazı sözcükleri farklı telaffuz ediyor veya yazıyoruz. Peki bu sözcüklerin doğru kullanımları üzerine ne kadar düşünüyoruz? Bu testte doğru yazımları sıkça karıştırılan ve akademik yazında da sıkça karşılaştığımız 10 sözcüğü sizler için bir araya getirdim.
1990 yılında basılıp 2005 yılında dilimize çevrilen “Cinsiyet Belası” kitabının yazarı Judith Butler, cinsiyeti yapısöküme uğratarak cinsiyet ve toplumsal cinsiyet olarak iki ayrı kavramda yeniden kurar. Biyolojik sınırlara içkin cinsiyetin kapsayıcılığına karşı çıkarak sürekli kendini yeniden üreten bir toplumsal cinsiyetten bahseder.
İklim krizi dünyanın en temel problemlerinin başında geliyor. Özellikle 2030 iklim planlarında komisyonun sera gazlarını %55 azaltma hedefi, 2050'ye kadar Avrupa'nın iklim nötr olma hedefleri ve Birleşmiş Milletlerin "İnsanlık için kırmızı alarm" vermiş olması bütün ülkeler için acil atılması gereken adımların habercisi oluyor. İklim krizini anlarken mutlaka bilinmesi gereken beş temel kavramın ne olduğuna ve bizim bu konuda ne kadar bilinçli olduğumuza
Dünya üzerinde hiç ayrımcılık yaşamamış insan sayısı sanırım bir elin parmaklarını geçmez. Her insan hayatında bir kez olsun bir konuda ötekileştirilip herhangi bir durumun dışında bırakılmıştır. Bunun hafif veya olağan bir şey olduğu düşünülse de asıl sorun ayrımcılığın belli toplumsal grupların “öteki” olarak kodlanmaları ve hayatları boyunca etnik, cinsel, dinsel vb. aidiyetleri dolayısıyla sistematik olarak maruz kalmaları durumudur. Peki öteki ne demektir? Öteki kavramı, Türkçe
Akademiye ucundan kıyısından yaklaştıkça, bunca zaman tüketicisi olduğumuz bilimsel bilginin yavaş yavaş üreticisi olma yolunda eğitim aldığımızı da daha iyi anlıyoruz. Peki bir araştırmacı, bilim insanı ya da öğrenci olarak bilimsel etik hakkında neler biliyoruz? Bugüne kadar hep metafiziğin yasak meyvesinden söz edildi. Metinlerarasılığın bana verdiği yetkiye dayanarak bu “mini etik” testi ile biraz da bilimsel yöntemin yasak meyvelerine değinelim istedim.
Mesajlarımız, fotoğraflarımız, mail arşivimiz, notlarımız... Veri saklama ve işleme konusunda günlük hayatımızda yer kaplayan her şeyi sıkıştırdığımız minicik aletlerden çok daha fazlası var(mış). Üstelik büyük verinin yolculuğu tahayyül edebileceğimizden çok daha uzun(muş). Sunumundan ilham aldığım bilgisayar mühendisi arkadaşım Serkan Şengönül'ün gözünden büyük veriye dair birkaç kısa bilgiye değinmek istedim.
























