ANA SAYFA2025-12-08T17:36:22+03:00

HAVADA KALMASIN!

|

Gündelik hayatın en sıradan anları nasıl oldu da milyonların izlediği bir dijital anlatıya dönüştü? Vloggerlar, izleyiciyle bu kadar güçlü bir yakınlık hissini hangi ‘samimiyet kodlarıyla’ kuruyor? Markalar neden artık reklamlardan çok birinin mutfakta kahve yaparken söylediği cümleye güveniyor? Kısaca YouTube vlog kültürü.

|

Son birkaç yıldır Instagram ve TikTok akışlarımızda ‘fazla kusursuz’ görünen bir fenomen tipi beliriyor: sanal influencerlar. Gerçek bir insan değiller; ama herkes kadar gerçekler. Takipçi topluyorlar, marka anlaşmaları yapıyorlar, kültür üretiyorlar. Peki markalar neden bu karakterlere yöneliyor? Tüketici gerçekten bu kadar sentetik bir hikâyeye sıcak mı bakıyor? Bu sorular, dijital pazarlamanın yeni dönemini anlamak için artık kaçınılmaz.

|

Duman havaya değil, karakterin etrafına çizilen bir buluta yayılır. Sigara çoğu zaman bir alışkanlıktan çok daha fazlasıdır: bir imaj stratejisi, bir duygu dili, bir sahne aksesuarı. Bu yazı, sigaranın nasıl bir kimlik aracına dönüştüğünü ve kültürel temsillerdeki etkisini yorumluyor.

|

Kıskançlıkla parçalanan bir beden, Nil'e bırakılan sırlar ve ölümü bile aşan bir sadakat... Tarihin ilk cinayeti olarak bilinen Seth'in ihaneti ve 'Kutsal Kadın' İsis'in parçaları birleştirerek yeniden inşa ettiği, Eski Mısır'ın kaderini çizen o büyüleyici efsanenin derinliklerine iniyoruz.

|

Günümüz dünyasında tüketim çılgınlığının arttığı şu dönemlerde insanlar nelere ilgi gösteriyorlar ya da ilgi gösterdikleri şeyleri neden bu kadar abartıyorlar? Aslında bundan 20-30 yıl önce de benzer durumlar söz konusuydu. Sadece şartlar ve ilgi gösterilen şeyler farklıydı. Her dönemde insanlar belli şeylere ilgi göstermiş ve bunun sonucunda popüler hale getirmişlerdi. Gelişen medya ile beraber bu daha göz önüne çıkmış ve zamanla bu durum popüler kültür gibi bir yapıyı ortaya koymuştur. Peki bunun nostalji ile ilgisi nedir?

|

"Hayalet Bisikletler", trafik kazası sonucu hayatını kaybeden bisikletçilerin anısını yaşatmak için kazanın yaşandığı bölgeye bırakılan beyaza boyanmış bisikletler.

|

Başlangıçta hayatta kalmak için icat ettiğimiz giysiler, zamanla kimliğimizi yansıtan birer araca dönüşmüş; bu da korunma ihtiyacını 'moda' kavramına evriltmiştir. Peki bu moda dönem dönem kendisini tekrar mı eder? yoksa yeniden üretilen anlamlar bütünü müdür?

|

Bir kaldırımın, popüler kültürün hafızasını nasıl taşıyabileceğini hiç düşündün mü? Hollywood Walk of Fame, her yenilenen yıldızıyla hem geçmişi koruyor hem de ‘şöhret’ kavramının şehirle birlikte nasıl yaşayıp dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Peki Lorelai Gilmore gibi yeni eklenen isimlerin bu yaşayan arşive nasıl bir iz bıraktığını merak etmiyor musun?

|

Sylvia Plath’in Sırça Fanusta kullandığı meşhur incir ağacı metaforu, yalnızca bir kadının gençlik kaygılarını değil, modern bireyin karar verememe hâlinin ağırlığını da anlatır. Bu yazı Plath’in incir ağacına yeniden bakarak “seçememe”nin psikolojik, kültürel ve duygusal boyutlarını yorumluyor.

|

Dijital çağda reklam, artık sadece ürün satma derdinde değil; reklam artık izleyenin gündemine sızan, onunla konuşan, anlık tepkilere göre şekil değiştiren canlı bir bakış haline geldi. Algoritmalar, mikro topluluklar ve doğal içerikler markaların yeni oyun alanı.

|

Antik Çağ’da bir kadın nasıl olur da şehrin en saygın filozofu hâline gelir? Hypatia’nın bilgeliği neden hayranlık kadar korku da uyandırdı? Ve onun trajik sonu, entelektüel bir kadının gücünün dogmalarla çarpıştığında neler olabileceğini bize ne kadar anlatıyor?

|

Metin, İstanbul'un siyah ve beyaz metaforlarını iyi ve kötü yönler üzerinden ele alır. Şehrin büyüleyici dinamizmi (beyaz) ile yıpratıcı, eşitsiz ve karmaşık yapısı (siyah) arasındaki ilişki analiz edilir. Tarih, gündelik yaşam, medya temsilleri ve dijital kültür bu ikili gerilim üzerinden değerlendirilir. Sonuç bölümünde İstanbul'un, bu iki dinamiğinin sürekli müzakeresiyle çift yönlü kimliğinin oluştuğu vurgulanır.

|

İklim krizi, yalnızca dünyanın ısınması değil; insanın kimliğinin, anlam arayışının ve doğayla ilişkisini yeniden kurma zorunluluğunun ortaya çıkmasıdır. Eko-distopya romanları, felaketi ani bir yıkım olarak değil, insanın uzun süreli körlüğünün sonucu olarak anlatır.

|

Türk dünyasının en köklü düğün ritüellerinden biri olan gelin ağıtları, hem Türkiye’de hem Kırgızistan’da yüzyıllardır yaşatılan duygusal bir geçiş merasimidir. Bu gelenek, gelinin baba evinden ayrılışının sadece fiziksel bir değişim olmadığını; aynı zamanda psikolojik, toplumsal ve duygusal bir dönüşümü temsil ettiğini gösterir.

|

Büyük Okyanus'un derinliklerinde kaybolduğu söylenen, medeniyetlerin kökeni olarak işaret edilen Mu Uygarlığı, yüz yılı aşkın süredir gizemini koruyor. İngiliz Albay James Churchward'ın Tibet ve Meksika'da bulduğu iddia edilen Naacal Tabletleri ile popülerleşen bu efsane, insanlık tarihine dair bildiklerimizi sorgulatıyor. Peki, Mu Uygarlığı neydi ve bu kadim bilginin taşıyıcısı Naacaller kimlerdi? 

|

Z kuşağı neden mevcut siyasi yapıya mesafeli duruyor? Dijital çağda büyüyen bu gençler, şeffaflık ve adalet beklentileri karşılanmadığında siyasete neden güvenmiyor? İklim krizinden kimlik çeşitliliğine kadar geniş bir yelpazede talepleri olan bu kuşağın, geleceğin siyasetini nasıl dönüştürebileceğini hiç düşündün mü?

|

Meta-modernizm, modernizmin içtenliği ile postmodernizmin ironisi arasında kurulan yeni bir duyarlılık eşiğidir. Ne tam inanan ne de tamamen şüphe eden çağdaş öznenin ruh halini açıklar. Bu yaklaşım hem ideal hem eleştirellik tutumuyla hakikatin yeniden aranmasını, yeni bir duyuşsallık ve samimiyet biçiminin ortaya çıkmasını sağlar.

|

Peki sosyal medyada gördüğümüz o kusursuz yoga pozları gerçekten huzurun bir yansıması mı, yoksa yeni bir performans baskısının parçası mı? Dinginlik estetik bir imaja dönüşürken, rahatlamaya çalışırken bile neden yoruluyoruz?

|

Yemek artık sadece yemek değil mi? Bir tabak karşısında kaygı, suçluluk ya da kontrol savaşı mı yaşıyorsun? Yeme bozuklukları, fark edilmesi güç ama etkileri derin bir yardım çağrısıdır. Peki bu belirtiler sana da tanıdık geliyor mu?

|

Yıllarca kusursuzlukla ölçülen bedenler, şimdi farklılıklarıyla parlıyor; podyumda artık yalnızca tek tip değil, farklı vücut tiplerine ait kanatlar çırpılıyor.

|

Çamurun içinden doğan bir çiçek üç bin yıldır insanlığa aynı soruyu soruyor: Saflık gerçekten beyaz mı, yoksa ücra köşelerde mi saklı?

|

Ortadoğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri, sayısız inanç sistemini bünyesinde barındıran medeniyetlerin beşiği konumundadır. Bu çok etnikli bölgelerde varlığını sürdüren farklı kültürel değerlerden biri de dövme (deq, deqme) sanatıdır. Dövme sanatına Süryaniler, Ezidiler ve Müslümanlarda rastlanmıştır.

|

Her yılın başında, boş sayfalarla dolu yeni bir ajanda alıyoruz. Henüz yazılmamış günlerin verdiği o taze heyecan, sanki zamanı ellerimizin arasına alabileceğimiz duygusunu taşıyor. Ajanda tutmak, yalnızca plan yapmak değil; geçmişle geleceği aynı sayfada buluşturmanın da bir yolu. Bugünü yazıya dökerek, akıp giden zamana küçük bir direnç gösteriyoruz. Ama belki de asıl mesele planlamak değil de zamanı yakalayamama korkusunu kontrol altına alma çabası. Her sayfa, kontrol ettiğimizi sandığımız bir günü mühürlüyor.

|

Minimalizmin hayatımızda kapladığı yer hiç de minimal değil. Her yerde, evimizde, ofisimizde, okulumuzda, alışveriş merkezindeki en pahalı giyim mağazasında bile sadece tek renk ve tek tip dekorasyonlara rastlıyoruz. Minimalizm çılgınlığında Selim Bey’in evimizi sadeleştirmesini isterken kendi parçalarımızdan vazgeçtiğimizin farkında mıyız?

ARŞİV
T-SHORTS

Dijital Yalnızlık

FikrinHavada kalmasın Kısa video olsun!
En beğenilen yazılarının kısa videolarını üretiyoruz.
GÜNDEMDEKİ YAZARLAR
Go to Top