Filmin Künyesi:

Filmin Adı: Thirteen Days/ Yakın Tehlike
Filmin Türü: Tarihi politik gerilim
Filmin Yapım Yılı: 2000
Senaryo: David Self
Süresi: 2 saat 25 dakika
Yapım Ülkesi: Amerika Birleşik Devletleri
Yapımcı: Kevin Costner, Armyan Bernstein, Peter O. Almond, MArc Abraham, Lope V. Jurban Jr.
Yönetmen: Roger Donaldson

Yönetmen Hakkında

Roger Lindsey Donaldson, 15 Kasım 1945 doğumlu Yeni Zelandalı film yönetmenidir. Yeni Zelenda kısa belgeselleri yönetmeye başlasa da sinemaya ilk girişi 1976 yılında ilk uzun metrajlı filmi olan Uyuyan Köpekler’i çekmesiyle olmuştur. Birçok Amerikan hiti denilebilecek filmleri yöneten Donaldson, 2000 yılında ABD ve SSCB arasında geçen Küba krizini ele alan Thirteen Days filminin de yönetmenidir.

Donaldson’nın diğer filmlerine bir göz attığımızda yönetmenin politik konular üzerinde ilerlediğini görmekteyiz. Siyasi bir gerilim üzerinden konuları işleyen Donaldson yönettiği filmlerde bunu ortaya koymaktadır.

Film Özeti

Film, soğuk savaş döneminde ABD ve SSCB arasında neredeyse dünyayı bir savaşın eşiğine getiren bir olay olan Küba krizini anlatıyor.

SSCB’nin Küba’ya nükleer başlıklar yerleştirmesi sonucunda kendini büyük bir tehdit içerisinde hisseden ABD hükümetinin 13 günlük karar verme sürecini ele alıyor. Başkan J.F. Keneddy, bu süreç içerisinde yeni bir dünya savaşından kaçınmak için bütün yolları denerken SSCB’ye karşı güçsüz duruma düşmemek için iyi bir yol izlemek zorundadır. Pentagon ile zaman zaman fikir ayrılıklarına düştükleri çoğu zaman savaşa gidecekmiş gibi görünen bu süreci ABD hükümeti açısından gözler önüne seren bir film.

Film Analizi

Thirteen Days filmi, ABD U-2 uçaklarının keşif uçuşu esnasında Küba’daki Sovyet nükleer başlıklarının fotoğrafının çekilmesi ve bunun Pentagon’a iletilmesi ile başlıyor. Konu çok büyük bir önem ve tehlike arz ettiğinden dolayı derhal ABD Başkanı John F. Keneddy ile konuşulmak üzere Beyaz Saray içerisinde tartışılmaya başlanıyor. Fotoğrafların incelemesi yapılırken aynı zamanda bu nükleer füzelerin Sovyetlere ait olup olmaması ile ilgili de araştırma yapılmaktadır. Yanlış anlaşılma veya verilecek herhangi bir karar ABD’nin kendini yeni bir dünya savaşı içerisinde bulması demektir.

Soğuk Savaş

Soğuk savaş dönemindeki dünya sistemi Sovyetler Birliği ve ABD arasındaki güç savaşı anlamına geldiğinden olacak her şey bu iki ülkenin vereceği kararlar doğrultusunda şekillenmektedir. Burada realistlerin iddia ettiği gibi uluslararası sistemde büyük güçlerin karar verici olduğunu ve sistemin bu güçler etrafında şekillendiğini görebilmekteyiz. Özellikle Pentagondakilerin realist bakış açısıyla ilerlediğini söyleyebiliriz. Dış ilişkiler konusunda taviz vermeyen bir bakış açısıyla olaylara yaklaşan Pentagondakiler, Sovyetlerin kesinlikle sert güçten anlayacağını ve onlara karşı üstün konumda kalınmaya devam edilecekse bu gücü kullanmaları gerektiği defalarca vurgulamışlardır.

Oluşturulan konseyde sürekli olarak hava saldırısı planlarının hazır olması, kara kuvvetlerinin işgal için orduyu hazırlama girişimlerini sürekli olarak bildirilmesi sert güce başvurulması gerektiğini ve bundan başka bir çözüm olmadığını lanse etmeye çalışmışlardır. Başkan ise daha liberal bir bakış açısıyla uzlaşı arama yönündedir. Verdiği kararlar boyunca sert gücü kullanmaktan olabildiğince kaçınmış yumuşak güç kullanmaya çalışarak diplomasinin uzlaşı sağlayacağı görüşünü benimsemiştir.

Kararlar ve Sonuçlar

Yukarıda bahsedildiği üzere film boyunca verilen kararlar çok ince düşünülmüş ve verilen kararların ne gibi sonuçlar ortaya çıkaracağı çok fazla tartışılmıştır.

Sovyetler’in Küba’ya füze yerleştirmesi ABD için büyük bir güvenlik tehdidi uyandırmıştır fakat bunun doğruluğundan emin olmadan hareket etmek akıllıca olmayacaktır. Filmin henüz başlarında Sovyet Büyükelçisi ile ABD Başkanının konuşması atılacak adımların bel kemiğini oluşturmuştur. Konuşma içerisinde büyükelçinin Küba’daki nükleer silahların sadece savunma amaçlı olduğunu söylemesi elbette ABD için yeterli değildir. Küba’daki nükleer başlıklar orada olduğu sürece Amerika kendini sürekli bir tehdit altında hissedecektir fakat bir saldırı ya da işgal gibi bir düşünce altına girerse Sovyetler bu durum karşısında misilleme yapacağından dünya savaşa sürüklenebilecektir.

Politikalar

Tıpkı tutuklu çıkmazında olduğu gibi yapılan hamleler kendi kazançlarını arttırmak için olduğundan bu durumdan kârlı çıkmaya çalışan taraflar olduğundan çok daha fazla zarar göreceklerdir. Tüm bu ikileme rağmen Keneddy’nin akılcı bir politika üzerinden ilerlediğini görebilmekteyiz. Önüne sunulan Küba’nın işgal edilmesi teklifi ve abluka altına alınması durumunu değerlendirmiş ablukaya alınması doğrultusunda adımlar atmıştır. Burada dikkat edilmesi gereken bir başka detay ise Keneddy’nin tüm bu süreç içerisinde planlı aynı zamanda da ihtiyatlı davranmasıdır. Küba’nın abluka altına alınma sürecini kontrol etmekle birlikte savaşa yol açacak her durumunda önüne geçmiştir.

Örneğin Küba’ya gelecek olan bütün gemileri kontrol edecek olan ABD deniz kuvvetleri, gemilerin durmamaları hâlinde yapılacak prosedürü başkana açıkladıklarında başkan kendisinden emir gelmediği sürece ateş açılmaması gerektiğini net bir şekilde belli etmiştir. Ateş açılması hâlinde ortaya çıkan sonucun önüne geçilemeyeceğinin net bir şekilde farkında olmuştur.

Yakın Tehlike ve Cinsiyet 

Film içerisinde değineceğim bir başka detay ise kadınların filmdeki yeri. Kadınlara karşı her ne kadar iyi davranılsa da siyaset içerisinde yerlerinin olmadığını görebilmekteyiz. Karar verici kısımda sadece erkeklerin yer alması kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği de gözler önüne seriyor. Kadınlar film içerisinde sekreter, santral memuru ya da bir anne olarak karşımıza çıkmıştır. Üst düzey göreve sahip hiçbir kadın film içerisinde bulunmamaktadır. Bu da tıpkı şimdi olduğu gibi siyasette eşitlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarının göz ardı edildiğini gösteriyor.

Eleştiri ve Yorum

Filmi sahneler açısından eleştirecek olursak eğer bazı sahnelerde siyah beyaz efekt kullanılarak Beyaz Sarayın o renkli büyülü havasından çıkılmasını ve savaş çıkması durumunda renksiz bir dünyaya doğru evrileceği algısı yaratılmaya çalışılmıştır. Bu efekti özellikle Başkan Keneddy’nin basın açıklamaları sırasında veyahut önemli kararlar aldığı zaman içerisinde görebilmekteyiz. Bu duyguyu net bir şekilde aktarabilmek ve verilen kararların ne kadar zor olduğunu göstermek için yapılmış olabilir.

Filmdeki bazı sahneler çok anlamsız gibi görünse de farklı anlamlar taşıyabilmektedir. Örneğin, Amerikan futbol topunun ilk sahnelerde başkanın sekreteri tarafından koltuğa atılması.  Bundan sanki uzun soluklu bir maç diğer bir deyimle politik bir savaş başlayacak anlamını çıkarabiliriz. Nitekim ki 13 günlük bir krizin yaşattığı hislerde tıpkı Amerikan futbolunu andırmaktadır. Burada hücum takımı SSCB ve savunma takımı ABD diyebiliriz. Başlangıçta hücum şansı SSCB’nin elinde bulunsa da ABD oyunun gidişatını değiştirerek savunma takımından hücum takımına geçiş yapıyor diyebiliriz. Filmin sonlarına doğru futbol topunun başkanın elinde olması da oyunun sona erdiği ve ABD’nin bu maçı kazandığına dair bir işarettir.

Sonuç

Amerika ve Sovyetler Birliği’nin soğuk savaş dönemindeki belki de en ciddi krizinin yaşandığı zamanı anlatan bu film, filmin yönetmeni tarafından olabildiğince rasyonel bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır. Film analizim boyunca olayları rasyonel bir açıdan eleştirmeye çalışarak verileri gözden geçirmeye çalıştım.

Bu içeriğin her türlü sorumluluğu ve hakları, yazar(lar)ına aittir.
Bu içerik, Temsil.org editör ekibinin ve bu sitedeki diğer içerik üreticilerinin görüşlerini yansıtmaz.