Ankara Film Festivali bu yıl 35. kez Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından sinemaseverlere kapılarını açtı. Özellikle başkent Ankara’nın sanat ekosistemi için çok kıymetli olan festivalimizi hem basın gönüllüsü olarak hem de bir sinemasever olarak ilgi ve heyecanla takip ediyorum.

Sinemaya Dair Bir Sohbet

Siz sevgili Temsil okurlarını da bu heyecandan haberdar edebilmek adına, festivalin açılış gecesinden önceki gün, Hacettepe Üniversitesi İletişim Bilimleri bölümünün taze mezunu, akran rehberim ve 35. Ankara Film Festivali’nin ulusal uzun film yarışması koordinatörü sevgili Elif Su Gözel ile çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdim.

Ankara Film Festivali, kuşkusuz Türkiye’nin en prestijli ve köklü film festivallerinden birisi. Ankara seyircisinin her yıl olduğu gibi bu yıl da Büyülü Fener yokuşunu doldurup taşırdığını söyleyebiliriz. Peki, bu festival nasıl ortaya çıktı? Dahası 35 yıldır hangi motivasyonla devam ediyor? İşte Elif Su’ya bu soruları yöneltiyorum.

Festivalin Köklü Geçmişi ve 35. Yıl Özel Seçkisi

Elif Su, festivalin başlangıcını şöyle anlatıyor: “AFF 35 yıldır yapılan bir festival, ilk başladığında film şenliğiymiş. Daha sonrasında festival olmuş. Mahmut Tali gibi hocalarımızın öncülüğüyle festival bu günlere geldi. Bu yıl da 35. yılını kutluyoruz.”

Bu özel yılda festivalde “35’e Özel” bir seçki de bulunuyor. Birbirinden kıymetli filmler bu sene AFF’nin 35. yılına özel beyaz perdede; belki özlem, belki merak, belki de umut dolu gözlerle buluşuyor. Elif Su, seçkiyi hazırlamanın çok keyifli olduğunu, film seçimlerinde ödüllü yapımlara odaklandıklarını vurguluyor ve sizler için bazı önerilerde bulunuyor: “Ömer Kavur’dan Gizli Yüz, Tomris Giritlioğlu’ndan Salkım Hanımın Taneleri ve Özcan Alper’in Sonbahar filmi.”

Ulusal Uzun Film Seçkisi ve Festival Yolculuğu

Ulusal uzun film seçkisinin ön jüri tarafından titizlikle belirlendiğini vurgulayan Elif Su, seçkide yer alan on filmin çok değerli olduğunu belirtiyor ve izleyicilere tüm filmleri izlemelerini tavsiye ediyor. Bu yılki ulusal uzun film seçkisini değerlendirecek olan jüri ekibinin de çok kıymetli ve sektörde rüştlerini kanıtlamış isimlerden oluştuğunu söyleyen Elif, böyle bir ekiple çalışacak olmaktan dolayı büyük heyecan duyduğunu da ekliyor.

Ulusal uzun film seçkisini değerlendirecek jürinin başkanlığını bu yıl Onur Saylak üstleniyor. Jüri ekibini ise oyuncu Burcu Biricik, meslektaşı Serkan Keskin, kurgucu Çiçek Kahraman ve  yazar-film eleştirmeni Burçak Evren oluşturuyor. Jüriler, festivaldeki ilk gösterimlerde filmleri izledikten sonra, ödüller festivalin ödül gecesinde sahiplerini bulacak.

Elif Su’nun festival yolculuğu, Hacettepe İletişim Medya Topluluğu’nun tanışma toplantısında yeni dönem öğrencilerine festivali tanıtmasıyla daha da görünür hale geldi. Kurak Günler gösteriminde karşılaştığım tanıdık yüz yine Elif’ti. Geçen yıl ise ulusal seçkilerde görev alarak festivalin bir parçası oldu.

Elif, okulda aldığı teorik bilgileri sahada edindiği pratik deneyimle harmanladığını ve en gönüllülük yaptığı yılın kendisi için en keyifli deneyim olduğunu belirtiyor. Emekle kat ettiği her adımın ayrı bir birikim sağladığını da ekliyor.

Ankara Film Festivali’nin Bir Parçası Olmak

Ankara Film Festivali, bir parçası olabilmenin keyif verdiği, yoğun duygular ve pek çok öğreti barındıran bir organizasyon. Tüm lisans hayatım boyunca her yardım istediğimde beni can kulağıyla dinleyen, mezuniyetinden sonra dahi yolumu açmak için desteğini esirgemeyen Elif özelinde; 35 yıldır bu festivalin insanlara aynı heyecanı yaşatması için emek veren herkese teşekkür etmek istiyorum.

İnci Demirkol’u Anıyoruz

Festivalin açılışından bir gece önce kaybettiğimiz sevgili festival başkanımız İnci Demirkol’u anmak istiyorum. 35.Ankara Film Festivali bu yıl açılış gecesinde hem yas hem de buruk bir mutluluk yaşadı. İnci Hanım’ı yaşamında tanıma fırsatım ne yazık ki olmadı ama ölümüyle bile, nezaketin, zarafetin ve sinemaya adanmış bir ömrün arkasında bıraktığı mirası gösterdi. Dilerim bizler de ömrümüzü bir şey değil, biri olmak için yaşarız. Yattığı yer onu incitmesin…