Feyruz, Lübnan’ın en tanınmış ve saygı duyulan sanatçılarından biri olup, yalnızca müziğiyle değil, ülkesinin tarihine ve kültürüne kattığı derin anlamla da öne çıkar. 1935 yılında doğan Feyruz, sesinin büyüsü ve duygusal derinliğiyle Ortadoğu’nun en etkileyici figürlerinden biri haline gelmiştir. “Sabah Bülbülü” olarak bilinen Feyruz, özellikle savaşın yıkıcı etkilerine karşı halkının direncini simgeleyen bir ses olmuştur. Lübnan’ın iç savaş yıllarında, sesi halkını birleştirirken, müziği de bir barış ve umut mesajı olarak yankı bulmuştur. Bu yazıda, Feyruz’un hayatına, müziğine ve Lübnan kültüründeki yerine daha yakından bakacağız.
Feyruz’un Doğuşu: Lübnan’ın Savaş Zamanında Bir Umut Sesi

Kaynak: fokusplus.com
Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan ve büyük güçlerin hegemonyası altında mücadele eden Lübnan’da, Jabal Alarze’de önemli olaylar arasında, savaşın ve yıkımın ortasında, yıkık bir evde bir ses yankılanıyordu. O ses, Lübnan’ın geleceğinin barış sembolü, savaşın vahşetine karşı dimdik duran “Sabah Bülbülü” Feyruz’du.
Feyruz, asıl adıyla Nouhad Haddad, Mardin’den Lübnan’a göç eden bir ailenin çocuğudur. Müziğe okul korosunda başlayan Feyruz, sesinin kadifeliği ve umudu sesinde hüzünle taşıması nedeniyle Lübnan Radyosu Korosu’na seçildi. Her sabah radyodaki sabah programlarında yankılandıkça, Lübnanlıların ilk işi, Feyruz’un sesiyle güne başlamaktı. Bu yüzden ona “Sabah Bülbülü denmiştir.
Rahbani Kardeşlerle Tanışma: Lübnan’ın Müziğini Dünya ile Tanıştırmak

Kaynak: serbestiyet.com
İlerleyen yıllarda Feyruz, Lübnan’ın müzikal anlamda yetenekli kardeşleri, Rahbani Kardeşler ile tanıştı. Onlarla birlikte, birçok müzikalde başrol oynamış ve sesi, birçok festivalde yankılanmıştır. Rahbani Kardeşlerin Baalbek’te yaptığı müzikaller ve Feyruz’un sesi, Lübnan’ın dünyaya açılan kapısı olmuştur. Bu müzikaller, toplumsal sorunlardan coğrafyanın kaderine, Lübnan kimliğinden barışa kadar birçok iz taşıyordu. Feyruz, Ortadoğu’nun özellikle Lübnan’ın toplumsal hafızasıydı.
Feyruz’un müziği, Lübnan’daki ulus inşasının baş mimarlarından biri olmuştur. Sesiyle, ülkedeki toplumsal birliği güçlendiren Feyruz, savaşın karşıtı ve barış elçisiydi. Benedicht Anderson’a göre, “Tek bir tınıda buluşma, hayali cemaatin gerçekliğini yankıda bulma imkanı demektir.” Lübnan söz konusu olduğunda bu hayali cemaatin köprüsü, Feyruz’dan geçiyordu.
Feyruz’un En Bilinen Şarkıları

Kaynak: gzt.com
Fairuz’un en sevilen şarkıları “Nassam Alayna al Hawa”, “Li Beirut”, “Habaytak Bisayf” ve “Kifak Inta”, Arap müziğinin derin duygusal katmanlarını ve zarif melodik yapısını sergileyen unutulmaz parçalardır. “Nassam Alayna al Hawa” nostaljik bir romantizmle dinleyiciyi sararken, “Li Beyrut” Fairuz’un Beyrut’a ve Lübnan’ın tarihi dokusuna olan derin sevgisini yüceltiyor. “Habaytak Bisayf” yazın coşkusunu ve aşkın taze enerjisini taşırken, “Kifak İnta” sakin ve huzurlu melodisiyle duygusal bağlılığı anlatıyor. Her biri Fairuz’un güçlü sesi ve şarkılarındaki samimiyetle dinleyicilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu şarkılar Feyruz’un Arap müziğindeki eşsiz yerini ve duygusal derinliğini kanıtlayan örneklerdir.
Savaşın Ardında: Feyruz’un Sessiz Direnişi

Kaynak: gzt.com
İç savaşın ve parçalanmanın eşiğinden bir türlü kopamayan Lübnan, tekrar bir parçalanma sürecine girmiştir. İç savaş, sadece ülkenin sokaklarını değil, müziğini de derinden etkilemiştir. Feyruz ve Rahbani Kardeşler son kez Baalbek’te sahne almışlardır ve Feyruz’un sesi, o dönemin parçalanmasına yetmemiştir. Savaş karşıtı, barış elçisi Feyruz, efsunlu sesiyle savaş bitene kadar konser verememiş, sessizliğiyle savaşın sesine karşı durmuştur.
Feyruz, hiçbir zaman evini terk etmemiştir. Ülkesini terk etmeyen ve savaşa sesiyle değil, sessizliğiyle yanıt veren Feyruz, yurt dışında verdiği konserlerde Lübnan’ı ve savaşı sesiyle anlatmıştır. Konserlerinin sonunda ise her zaman “Zahrat el-Madaan” (Meydanın Çiçeği) şarkısını söylemiş, Lübnan halkına ve dünyaya barış mesajları vermiştir.
Lübnan’ın Yeniden Doğuşu: 1994’te Barışa Selam

Kaynak: gzt.com
1994 yılında, Lübnan’daki ateşkesin ardından Feyruz, yeniden sahneye çıkarak Lübnan halkına seslendi. Bu tarihi konserde, “Li Beyrut” (Ey Beyrut) şarkısını söylemiştir. Bu şarkı, Lübnan’ın başkenti Beyrut’a duyduğu derin sevgi ve özlemi simgelerken, Lübnan halkının savaş sonrası yeniden doğuşuna ve iyileşmesine bir tür vefa olarak kabul edilmiştir. Feyruz’un sesi, Lübnan’ın kalbinden yükselmiş ve Lübnan yeniden birleştirilmiştir.
Feyruz’un Mirası: Lübnan’ın Sesi

Kaynak: thenationalnews.com
Feyruz, 1935 yılında başlayan yolculuğu boyunca, sesini sadece savaş zamanında susturmuş ve sesi hala yaşadığı topraklarda yankılanıyor. Lübnan’ı efsunlayan ve Ortadoğu’da eşi benzeri görülmemiş bir ses olarak Feyruz, bugün hala Lübnan’ın ortak kimliğinin en güçlü temsilcisidir. “Turkuaz sesli kadın” olarak tanınan Feyruz, Lübnan’ın en değerli müzik mirası olarak kalacaktır.
Feyruz’un hikayesi, sadece bir müzik yolculuğu değil, aynı zamanda bir halkın hafızasının, direncinin ve barış umudunun simgesidir.
Kaynakça
- https://www.gzt.com/cins/asiklarin-sesi-feyruz-3367016
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Feyruz
- https://www.gzt.com/mecra/mardinden-beyruta-bir-kralice-hikyesi-feyruz-3116599
- https://t24.com.tr/yazarlar/murat-bjedug/bonzai-ormaninda-lubnan-in-sedir-agaci-feyruz%2C29727
- https://dergipark.org.tr/tr/pub/ortetut/issue/22575/241171

Yorumunuzu Yayınlayın