Klostrofobinin ne olduğunu, toplumda nasıl algılandığını ve klostrofobi hakkında bilinen yanlışları açıklıyorum. Keyifli okumalar!

KLOSTROFOBİ NEDİR?

Klostrofobinin ne olduğunu aşağı yukarı hepimiz biliyoruzdur. Çünkü oldukça sık bir şekilde karşımıza çıkan bir kaygı türü. Sosyal hayatımızda kullandığımız ulaşım araçlarından tutun yaptığımız aktivitelere kadar her alanda klostrofobinin etkileriyle karşılaşırız. Fakat bu kaygı türünü tanımsal olarak ele alırsak eğer

Klostrofobi, kişinin kapalı alanda kalması gerektiğinde ciddi iç sıkıntısı yaşamasına ve fizyolojik belirtilere neden olan psikolojik bir rahatsızlıktır. Yüksek düzeyde kaygı çeken herkes fobi geliştirme riski altındadır.

En yaygın fobilerden biri klostrofobi diğer bir deyişle kapalı alan korkusudur.

diye tanımlayabiliriz. Bu tanım bilimsel bir anlamı ortaya çıkarsa da, klostrofobi her kapalı alana giremeyen veya her kapalı alanda rahatsız olan kişiye denmez. Bir psikolog veya psikiyatr tarafından bu teşhisin konması gerekmektedir.

BUNLAR DOĞRU DEĞİL

Toplumda bilinen bazı yanlışlar:

  • klostrofobisi olan kişilerin hiçbir kapalı alana giremeyeceği,
  • girdikleri an bayılacakları,
  • sinemaya, tiyatroya vs. gidemeyecekleri,
  • asansöre binemeyecekleri,
  • dar giysiler giyemeyecekleri,
  • kalabalık alanlarda kriz geçirecekleri,
  • panikatak ve diğer psikolojik bozukluklara da sahip oldukları,

gibi durumlardır. Klostrofobinin topluma yansıtılış şekli ve bilinçsizlik durumu bu tür yanlış bilgilerin yayılmasına sebep oluyor. Klostrofobisi olan kişiler sinema, tiyatro gibi etkinliklere katılabilirler, salonun geniş olma durumu, koltuklarının kapıya yakın oluşu onlar için avantaj halinde olup başka bir engel teşkil etmez. Asansörde istedikleri kata çıkarken zorluk yaşamalarına rağmen tamamen binemiyor değiller. Kapalı alana girebilir ve orada bir müddet durabilirler, fakat kalabalık ve kapalı bir alanda durma süreleri biraz az olmakla beraber konfor alanından uzaklaşmış olurlar. Klostrofobi etkisini gösterdiği süre zarfında diğer kaygı bozukluklarını da tetikleyebilir fakat klostrofobisi olan her birey diğer psikolojik bozukluklara da sahiptir demek doğru olmamaktadır.

UZAK YAKIN İLİŞKİSİ

Beynimiz uzak yakın algısını çok net ayırt edebilir. Bize yakın olan bir nesneyi çok net algılarken uzak olan nesneyi algılamakta güçlük çeker. Bu durum klostrofobisi olan bireyler için oldukça korkutucudur. Çünkü beynimiz yakın olan nesneyi kolay algıladığı gibi geniş bir alanda da özgür ve rahat hisseder. Fakat bu geniş alanının çıkışının nerde olduğunu bilmesi gerekir yoksa kaygıya kapılır.

Kapalı geniş alan klostrofobisi olan bir birey için oldukça büyük bir tehdit unsurudur. Buna tezat olarak dar alanın içinde bulunması bireyde nefes darlığı, çıkamama korkusu, baş dönmesi gibi nedenleri beraberinde getirir. Eğer çıkışı bilinmeyen bir dar alanda ise bu bilinç kaybına kadar gidebilir keza bilinse bile çıkılamayan bir kapalı alanda (kapısının  kitli olması gibi) buna dahildir. Çıkışı biliniyor ve çıkılıyor ise o dar alan zorunda olmadığı müddetçe durulmayacak bir alandır.

KORKULU RÜYA “MRI”

Manyetik rezonans görüntüleme dediğimiz yani MRI, vücutta ayrıntılı resimler oluşturmak için güçlü mıknatıslar, radyo dalgaları ve bilgisayarın kullanıldığı bir testtir. Kişinin başından diz hizasına kadar sırt üstü yattığı ve tabiri caizse kapalı kutu gibi bir demirden kılıfın kişinin yüzünün 10 cm kadar üstünde olan bir sistemle çalışır. Yaklaşık 10 dakika süren bu işlem klostrofobisi olan bir birey için dayanılmaz bir durumdur. Zorunda kalınmadığı müddetçe tercih edilmeyen bu sistem tercih edildiği takdirde de bireye sakinleştirici ilaç verilerek MRI girmesi sağlanır.

ÖNYARGIYA SON!

Klostrofobi, çocukluk travmaları, sonradan oluşan travmalar, deprem enkazında kalmak, yangın olduğunda kaçamamak vb. birçok sebep sonucu oluşabilir ve hayatımızda yer edinebilir. Hiçbir sebebi yokken de bireyin sadece rahatsız hissetmesi sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Klostrofobisi olan bireylerin bu durumla yaşaması ve buna göre hayatlarını düzenlemesi onlara ait bir sorumluluktur. Çevresinde olan hiçbir kişi veya durum bundan direkt etkilenmez. Klostrofobi bir kaygı bozukluğu olmakla birlikte iş hayatını ya da sosyal hayatı etkileyen büyük bir ruhsal problem değildir. Bireyler istediği müddetçe sanal gerçeklik terapisi, maruziyet terapisi* ve ilaç tedavisi ile klostrofobiden kurtulabilirler.

KAYNAKÇA

  • https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/klostrofobi-nedir
  • Bu yazı klostrofobiye sahip bir birey tarafından yazılmıştır.
  • *Mazuriyet Terapisi: Maruz kalma terapisi, klostrofobi gibi belirli fobiler için yaygın bir tedavidir. Maruziyet tekniği, bir diğer adıyla maruziyet terapisiyle hasta kademeli olarak fobik uyarana maruz bırakılır. Söz konusu teknikte hastada en yararlı başa çıkma becerilerini geliştirmeyi içeren sistematik duyarsızlaştırma amaçlanır.

İçerik psikolog onayından geçmiştir.

Bu içeriğin her türlü sorumluluğu ve hakları, yazar(lar)ına aittir.
Bu içerik, Temsil.org editör ekibinin ve bu sitedeki diğer içerik üreticilerinin görüşlerini yansıtmaz.